Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Narsist insan belirtileri

  Narsizm, bireyin kendisini aşırı bir şekilde önemsemesi, başkalarına kıyasla üstün görmesi ve dış dünyadan sürekli takdir ve onay arayışında olması durumudur. Bu terim, Yunan mitolojisinde kendi yansımasına aşık olan Narcissus karakterinden türetilmiştir. Narsistik bireyler genellikle özsaygıları yüksektir, ancak bu özsaygı çoğu zaman savunmasız ve kırılgandır. Küçük eleştiriler bile onları derinden yaralayabilir. Narsistik kişilik bozukluğu (NKB) tanısı alan bireyler, başkalarıyla ilişkilerinde zorluk yaşarlar. Empati eksikliği, kendi ihtiyaçlarını başkalarının ihtiyaçlarının önünde görmek ve aşırı özsaygı, NKB'nin tipik özelliklerindendir. Ancak narsizmin her formu patolojik değildir. Sağlıklı narsizm, bireyin kendi değerini ve yeteneklerini fark etmesi, ancak başkalarını da değer vermesi şeklinde ortaya çıkar. Patolojik narsizm ise, bireyin başkalarını kullanma, empati göstermemesi ve sürekli dikkat ve takdir arayışı gibi özellikler gösterdiği zamanlarda belirginleşir. Narsizm

Odaklanamamak ve üstesinden gelme yolları

  Odaklanma Sorunu ve Üstesinden Gelme Yolları Günümüz dünyasında, teknolojinin sürekli olarak gelişmesi ve hayatımızın her anına nüfuz etmesiyle birlikte, odaklanma sorunları yaşamak oldukça yaygın bir durum haline geldi. Peki, bu odaklanma sorununun nedenleri nelerdir ve bu durumdan nasıl kurtulabiliriz? **Neden Odaklanamıyoruz?** Birçok faktör, odaklanma yeteneğimizi zayıflatır. Sürekli bildirim alan akıllı telefonlarımız, sosyal medya hesaplarımızdaki bitmek bilmeyen akış, çoklu görev yapma alışkanlığımız, bu faktörlerden sadece birkaçı. Ayrıca, uzun süreli stres, yetersiz uyku ve dengesiz beslenme gibi fizyolojik faktörler de odaklanma yeteneğimizi olumsuz etkileyebilir. **Odaklanmayı Geliştirmek İçin Neler Yapabiliriz?** 1. **Tek Göreve Odaklanın:** Yapılan araştırmalar, aynı anda birden fazla iş yapmanın aslında verimliliğimizi düşürdüğünü gösteriyor. Bu nedenle, bir işi tamamlamak için tüm enerjinizi ve dikkatinizi o işe yönlendirin. 2. **Bilgisayar ve Telefon Bildirimlerini Ka

Spiritüel Yaşam

  Spritüel Yaşam Spritüel yaşam, bir bireyin içsel dünyasını, evrenin anlamını ve amacını keşfetme sürecidir. Bu, bazen belirli bir dinle ya da manevi inançla ilişkilendirilir, ancak spritüel bir yolculuk dini olmayan biri için de oldukça anlamlı olabilir. Hayatın daha derin bir anlamını arayan birçok kişi, spritüel bir yolculuğa adım atar. Bu, onların dünyaya, insanlara ve kendilerine daha bağlı hissetmelerini sağlar. Spritüel yaşam, bizi çevreleyen fiziksel dünyanın ötesinde bir varlık anlayışına sahip olmayı teşvik eder. Spritüellik, doğamızın bir parçasıdır. Ancak modern hayatın hızı, bu öz ile bağlantımızı zayıflatabilir. Gürültü, stres ve sürekli hareket, içsel sesimizi duymamıza engel olabilir. Bu yüzden meditasyon, yoga, dua, doğa yürüyüşleri gibi pratiğe dayalı ritüeller, bireyin kendi içindeki sessizliği bulmasına yardımcı olabilir. Din ve spritüellik sık sık birbirine karıştırılır, ancak birbirlerinden farklıdırlar. Din, belirli inançları, ritüelleri ve kuralları olan bir ya

Oblomov Sendromu

  Oblomov Sendromu Rus edebiyatının öne çıkan eserlerinden biri olan "Oblomov" İvan Gonçarov tarafından 1859 yılında yazılmıştır. Kitap, baş karakteri Ilya Ilyich Oblomov üzerinden hayatın anlamını, hareketsizliği ve bireysel amaçları sorgulayan derin bir eleştiri içerir. Ancak bu eserin en bilinen yönü, Oblomov karakterinin temsil ettiği "Oblomov Sendromu" adıyla anılan durumdur. Oblomov Sendromu, genel olarak halsizlik, hayata karşı ilgisizlik, değişikliklere karşı direnç, toplumsal ve bireysel sorumluluklardan kaçınma ve sürekli erteleme eğilimi olarak tanımlanabilir. Oblomov, kitapta büyük bir kısmını yatakta veya koltukta geçirir. Öyle ki, ilk bölümlerde Oblomov'un yataktan kalkma çabaları okura detaylıca sunulur. Bu karakter, hayatın zorluklarından ve sorumluluklarından kaçarken aslında kendi potansiyelini de israf eder. Modern hayatta Oblomov Sendromu, birçok kişinin karşılaştığı bir sorun haline gelmiştir. Özellikle teknolojik gelişmeler ve sosyal medya,

Zamanı Verimli Kullanmak

  Zamanı Verimli Kullanmak Zaman, sınırlı bir kaynaktır ve bir kere geçen bir anı geri getiremezsiniz. Bu yüzden, zamanı verimli kullanmak modern dünyada son derece kritik bir beceridir. Verimli bir zaman yönetimi, sadece iş hayatında değil, kişisel yaşamımızda da başarının anahtarıdır. Bu yazıda, zamanı nasıl daha verimli kullanabileceğimiz üzerine bazı önerilere değineceğiz. **1. Önceliklendirme:** Gün içinde yapılacak işlerin listesini çıkararak başlayabiliriz. Bu liste üzerinde en öncelikli olan işlerin hangileri olduğunu belirlemek, enerjimizi en verimli şekilde kullanmamıza yardımcı olacaktır. Stephen Covey'in "Önemli ve Acil Matrisi" yaklaşımı, işlerinizi önceliklendirmeniz için harika bir yöntemdir. **2. Planlama:** Planlama, zaman yönetiminin temel taşıdır. Gününüzü, haftanızı veya ayınızı önceden planlamak, hem daha az stres yaşamanızı sağlar hem de görevlerinizi daha etkili bir şekilde tamamlamanıza yardımcı olur. **3. Tek Görev Odaklılık:** Çoklu görev yapma,

3-6-9 Tekniği

  "3-6-9" tekniği , bazı insanların niyetlerini veya hedeflerini belirlemekte ve gerçekleştirmekte kullandığı bir meditasyon ve tekrar tekniğine atıfta bulunabilir. Bu tekniğin temeli, belirli bir niyeti veya düşünceyi belirli bir sıklıkla tekrarlayarak evrene enerji gönderme ve bu enerjinin geri dönüşünü alarak niyetin gerçekleşmesini sağlama fikrine dayanır. Tekniğin temel adımları şöyledir: 1. Sabah uyandığınızda belirlediğiniz niyeti veya hedefi 3 kez tekrarlayın. 2. Öğlen zamanı, bu niyeti veya hedefi 6 kez tekrarlayın. 3. Akşam yatmadan önce niyeti veya hedefi 9 kez tekrarlayın. Bu teknik, tekrarın ve düşüncenin enerjiye dönüştüğüne inananlar arasında popülerdir. Ancak bilimsel olarak bu tekniğin işe yarayıp yaramadığına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, hedeflere odaklanma ve bu hedefleri düzenli olarak tekrar etme, bireyin bu hedeflere ulaşma motivasyonunu artırabilir.

Anksiyete Nasıl Geçer?

  Anksiyeteyi bir önceki yazımızda tanıdık.Beyinde nasıl bir süreçten geçerek bizlere kendini gösteriyordu, bunları inceledik. Şimdi ise anksiyetenin bizlere kendini gösteriş şekli olan panik atak nedir bunu yakından tanıyalım.  Anksiyete yani kaygı bozukluğu çoğunlukla bizlere kendini ataklarla gösterir. Beklenmedik anda ansızın kendini gösteren,belli bir duruma bağlı kişinin fiziksel ve ruhsal varlığını etkileyen büyük korkulara panik atak denir. Panik atak bedensel belirtileri nelerdir? Kalp atışının hızlanması. Göğüs kafesinde ağrı hissetme. Nefes alış ve nefes verişin hızlanması veya nefes alamıyormuş gibi hissetme. Mide bulantısı veya mide ağrısı. Baş dönmesi. El,kol ve ayaklarda uyuşma. El,alın ve ensede terleme.  Anksiyeteyle başa çıkmak için birçok yöntem bulunmaktadır. İşte bazı öneriler: 1. **Profesyonel Yardım:** Psikoterapist veya psikologdan profesyonel yardım almak, özellikle kronik veya şiddetli anksiyete için önemlidir. 2. **Meditasyon ve Farkındalık:** Meditasyon ve f